İKİMİZ BOZUK BİR PSİKOLOJİNİN GÜLLER AÇAN DALIYIZ
“Psikolojisi Bozuk İki Kişi Nasıl Bir Hayat Sürer?” sorusunun ele alındığı bir konu ile yine sizlerle birlikteyiz. Bu konuyu yazmaya karar vermemize vesile olan şey; öncesinde taraflardan birinin sürekli “psikolojim bozuk” söylemiyle karşısındaki kimseden anlayış bekleyip sürekli arızalar çıkartırken, diğer kimsenin de bundan usanıp; “benim de psikolojim bozuk” demesi ya da gerçekten psikolojisi bozulursa neler yaşanabileceğidir. İki kişinin zihinsel sağlığı bozulmuşken (!) nasıl bir yaşam sürdürebileceğini ele alacağız.
Psikolojik bozukluk/bozukluklar, bireylerin rutin/günlük yaşamlarını, düşüncelerini, duygularını ve davranışlarını derinden etkileyen zihinsel sağlığın arızalı/aksak/bozuk durumlarıdır. Bu bozukluklar, depresyon, anksiyete, bipolar bozukluk, şizofreni gibi hafiften en ağıra doğru çeşitli formlar alabilir ve genellikle de kişinin/kişilerin hayat kalitesini/kalitelerini olumsuz yönde etkiler. İki kişinin birden psikolojik sorunlar yaşaması, ilişkilerinde ve bireysel yaşamlarında büyük zorluklar yaşatır. Bu sebeple günlük hayatta aklı selim davranmak ve her olayı mecrası içerisinde değerlendirmek sağlığın korunmasındaki en önemli noktalardır.
Psikolojik Bozuklukların İletişime ve İlişkiye Etkisi Neler Olabilir?
Birbirlerini olumsuz etkiledikten sonra iki kişinin de psikolojik sorunlarla başa çıkmaya çalıştığı/başa çıkamadığı bir ilişkide, iletişim sorunları, güvensizlik, empati eksikliği gibi problemler ortaya çıkabilir. Depresyondaki bir kişi, karamsar düşünceleri nedeniyle partnerine yeterli desteği veremeyebilir. Bu da karşılıklı anlaşmazlıklara ve duygusal mesafelere yol açabilir. Aslında “duygusal mesafe” hafif bir ifade kaldı sanırım. Çünkü en ağır imtihanlardan sayılabilecek sıkıntılar kendini gösterir. Aynı şekilde, anksiyete bozukluğu yaşayan bir kişi, sürekli endişe ve korku içinde olduğundan, ilişkide güvensizlik hisleri gelişebilir. Bunu da sürekli karşısındaki insana ikrar ve tekrar ederse de ilişkisel bozukluğun hızı ile diğer insanın psikolojik dünyasının bozukluğu doğru orantılı olarak ilerler.
Günlük Yaşama Odaklanmak Gerekir
Psikolojisi bozuk/bozuk olduğu söylenen iki kişi, günlük yaşamın getirdiği sorumluluklarla başa çıkmakta zorlanabilir. Bu zorluklar, iş, ev, sosyal hayattan sosyal ilişkilerin her alanında kendini gösterir. İşyerinde verimlilik düşer, sosyal hayatta yalnızlık duygusu kemikleşir. Bireylerin enerji seviyeleri, odaklanma yetileri ve motivasyon dirençleri olumsuz etkilenir. Bu da hayatın her alanında zorluklar yaşatır.
Destek! Destek! Destek!
Bu tür durumlarda, iki kişinin de profesyonel yardım alması ve destek sistemlerine başvurması büyük önem taşır. “Ben deli değilim” cümleleriyle başlayacak türev cümleler hayatı sakinleştirmek ve limana sağlam vardırmak yerine adeta çözümsüzlüğe demir attırır. Bireysel ya da çift terapisi, gerekirse (!) ilaç tedavisi, destek grupları çalışmaları, kişilerin/çiftlerin psikolojik sorunlarını yönetmelerine/yenmelerine yardımcı olabilir. Bununla birlikte, özellikle ve özellikle sağlıklı bir iletişim ve empati yeteneği geliştirmek, iki kişinin de birbirine destek olmasını sağlayabilir.
Bir de şu durumu ifade ederek sonuca bağlayalım dilerseniz: Evet, her insanın etkilenme seviyesi, anlaması, tepkisi, duyuşu, algısı ve dahi ne varsa insani vasıflar olarak farklıdır ve bu da doğaldır. Ayakları yere vurarak, ille de benim dediğim olacak bilinçaltı inadıyla sürekli “psikolojim bozuk” demek insanı/insanları raydan çıkartır. Bunun yerine anlamaya çalışmak, bilgi edinmeyi gerçekleştirme ve sürekli kendini yenilemek, ilerlemek iki kişilik ilişkisel boyutun ve hatta işin içine evlat/evlatları, aileleri de katacak olursak hayatı top yekûn süt limana kavuşturur.
Nihayetinde dostlar, psikolojisi bozuk/bozuk olduğunu söyleyen (!) iki kişi için yaşam, birçok zorluk ve engelle dolu olabilir. Ancak, bu durumlar üzerinde çalışmak, sağlıklı iletişim kurmak ve gerekli yardımı almak, hayatın daha sürdürülebilir ve anlamlı olmasını sağlayabilir. İlişkinin ve bireysel hayatın bu tür zorluklara rağmen sürdürülebilmesi, büyük çaba ve sabır gerektirir, ancak imkânsız değildir.
Kalın sağlıcakla…
Gökmen CAN
Eğitimci Sosyolog